Tiroid bezi, boynun orta hattında, soluk borusunun ön bölümünde, Adem elması olarak adlandırılan kıkırdak, gırtlak çıkıntısının altında yer alır. Kelebek şeklinde, ufak bir bezdir. Normalde 25 gram ağırlığında olmasına rağmen salgıladığı hormonlar ile büyüme ve gelişmede temel rol oynamaktadır. Tiroid bezi, adeta bir orkestra şefi gibi "tüm vücut fonksiyonlarının düzenleyicisi" olarak da adlandırılır.

Tiroid bezi hastalıkları farklı şekillerde, farklı şikayetlerle ortaya çıkabilmektedir. Tiroid hastalıklarının çoğunda hastalar "hipotiroidizm" (tiroid bezinin yetersiz çalışması) ya da "hipertiroidizm" (tiroid bezinin aşırı çalışması) kaynaklı şikayetlerle gelirler. Ayrıca tiroid bezinin büyümesi "guatr" olarak adlandırılır. Guatr, her zaman hastalık anlamına gelmemektedir. Ergenlikte ve hamilelik döneminde tiroid bezinde büyüme görülebilir. Bu tip büyümeler "fizyolojik büyümeler" olarak adlandırılır ve hastalık olarak kabul edilmezler.

Tiroid hastalığı olan bir kişi "hipotiroidizm" kaynaklı azalmış tiroid hormonu üretimi ve "hipertiroidizm" kaynaklı aşırı tiroid hormonu üretimi oluşturan durumlara bağlı şikayet ve bulgularla başvurabilir. Bunlar;

Hipotiroidizm
Vücut ısısında düşüş, soğuğa karşı tahammülsüzlük
Kabızlık
Halsizlik, yorgunluk
Kas güçsüzlüğü, eklem ağrıları
Kuru, kabarık, kaşıntılı cilt (özellikle yüz bölgesi)
Düşük kalp hızı
İnce, kırılgan tırnaklar
Ruh hali değişiklikleri, depresyon
Guatr
Yavaş konuşma, boğuk ses
Hatırlama güçlüğü
Erkeklerde libido azalması
Kadın infertilitesi; her türlü menstrüel siklus sorunları

Hipertiroidizm
Titreme (özellikle ellerde)
Kas güçsüzlüğü
Uyku düzensizliği, sinirlilik
Kilo kaybı
Sıcağa tahammülsüzlük, vücut ısısında artış, aşırı terleme
Bağırsak hareketlerinde artış, ishal
Cildin nemlenmesi, incelmesi
Guatr
Kalp hızında artış, çarpıntı
Gözlerde şişlik, çift görme
Kadınlarda adet düzensizliği, kanamalarda artış
Erkeklerde meme büyümesi

Tiroid hastalığı olan kişilerde yukarıdaki şikayet ve bulguların tümü bir arada bulunmayabilir. Bu nedenle tiroid hastalığıyla ilgili şüphelerde mutlaka bir hekime danışmak gerekmektedir.
Tiroid nodülleri, tiroid bezinde yer yer şişlik ile kendini gösterebilen, oldukça sık görülen ve tedavisi mümkün olan bir durumdur. Düşük oranda da olsa bazı nodüller kanser hücrelerinden oluşabilirler. Bu nedenle tüm nodüller mutlaka incelenmelidir. Nodüller tek başına olabilecekleri gibi "multinodüler guatr" gibi durumlarda birden çok da olabilir. Multinodüler guatr, özellikle yaşlı kişilerde sık görülür ve genelde şikayetsiz seyreder. Tek nodüllü guatr ise toplumun %5’inde görülmektedir. Tek nodüllü hastaların çoğu tiroid bezinde bir problem olduğundan habersizdir. Tiroid bezinde nodül oluşmasının pek çok nedeni vardır. Bunlardan biri de kanserdir. Nadir görülse de, kanser bu nedenler arasında en önemli olanıdır. Multinodüler guatr, sıklıkla tiroid bezinde mevcut olan iyot metabolizmasındaki basamaklardan birinin aksamasından kaynaklanmaktadır.

Nodüller genellikle küçük ve ağrısızdır, ayrıca boyunda herhangi bir basınç etkisine neden olmazlar. Hastaların çoğu boyundaki şişliği fark etmezler. Nodüller, genellikle başka bir rahatsızlık nedeniyle yapılan muayene sırasında, tesadüfen saptanırlar. Muayenede, nodülün sert olması ve nodülün olduğu tarafta boyunda beliren lenf bezlerinin ele gelmesi kanseri düşündürtse de fiziksel muayene tek başına nodülün doğasını belirlemede yeterli değildir.

Tiroid nodülleri için en önemli testler ultrasonografi ve sintigrafidir. Her iki yöntem de nodül ve nodül çevresindeki tiroid dokusu hakkında bilgi verir. Tiroid ultrasonografisi, ses dalgaları ile görüntü elde edilen bir görüntüleme yöntemi ve tiroid hastalıklarının tanımlanmasında yardımcı olan en etkili yöntemlerden biridir. Tiroid bezi ultrasonografisi bize özellikle bezin boyutları, şekli ve varsa nodülün ya da nodüllerin büyüklüğü ve yapısı hakkında bilgi verir.

Tiroid hormonu üretimi için tiroid bezi "iyot" adı verilen maddeye ihtiyaç duyar. Laboratuar koşullarında, tanı ve tedavi amacıyla verilen "radyoaktif iyot" ise aynen doğal iyot gibi tiroid bezi tarafından tutulur ve kullanılır. Tiroid bezindeki sorunu ortaya koymak için kullanılan radyasyon, dozu düşük olduğu için güvenilir bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ancak yine de hamile ve çocuk hastalara uygulanmamalıdır. Bugün, tiroid bezini görüntülemek için radyoaktif iyota alternatif olarak tiroid sintigrafisi kullanılmaktadır. Sintigrafi, tiroid bezinin boyutları, şekli ve varsa mevcut nodülün doğası hakkında bilgi verir.

Tiroid Nodülünde Tedavi
Nodülün tedavisi, nodülün doğasına bağlıdır. Sintigrafik olarak "sıcak" ve biyopside kanserli hücrelerin saptanmadığı nodüller rahatlıkla iyi huylu olarak değerlendirilebilirler. Ancak sintigrafinin "soğuk" ve patolojinin de "kanser lehine" olarak yorumladığı nodüller mutlaka çıkarılmalıdır.

Cerrahi tedavi sırasında, tiroid bezinden alınan örnekleme "kanser ya da kanser şüpheli doku" olarak bildiriliyorsa tüm tiroid dokusu alınmalıdır. Cerrah, aynı zamanda boynu dikkatli bir şekilde inceleyip kanserli doku içeren ya da kanser şüphesi olan lenf bezlerini uzaklaştırmalıdır.

İyi huylu nodüller, hormon tedavisi ile kontrol altına alınabilir ve boyutları azalabilir. Bu tür hastaların kontrol tetkikleri mutlaka her 6 ayda bir yapılmalıdır. Çoğu iyi huylu nodül boyutları hormon tedavisine rağmen değişmemektedir, artmamaktadır. İlaç tedavisine rağmen büyüyen bir nodül varsa mutlaka kanserden şüphelenmek gerekir.

Birden çok nodül varlığında, bu nodüllerin kanser olup olmadığını belirlemek güçtür. Ancak, multinodüler guatrı olan hastada kanser riski var olsa da düşüktür. Hormon tedavisine sıklıkla yanıt vermeyen multinodüler guatrda, özellikle büyük, hava yolunu tıkayan ya da zamanla büyüyen guatrda cerrahi tedavi gereklidir.

Tiroid hastalığı nedeniyle ağızdan tiroid hormon tabletleri alıyorsanız ve gebe kaldıysanız tedavinize rahatlıkla devam edebilirsiniz. Aldığınız hormon tabletleri tamamiyle güvenlidir. Hatta, hamilelikte hormon gereksinimi arttığından hem kendiniz, hem de bebek için tiroid hormonu almanız gerekmektedir. Hamile kalır kalmaz hekiminize tedavi dozu konusunu mutlaka danışın.

Cerrahi Tedavi
Cerrahi tedavi, kesin tanısı İİAB ile konabilen ve bu tetkik sonucu nodüllerinin kanseröz olduğu saptandığı vakalarda endikedir. İİAB kanseröz dokuyu tanıyabilirken, kötü huylu tümörleri daha çok sellüler ya da folliküler lezyonlar olarak tanımlar. Dolayısıyla İİAB bile kesin kanser tanısını koydurmaz, ancak cerrahi tedavi gerekliliğini destekleyecek yeterli kanser bulgularını bize verir.

Aşırı tiroid büyümesi olan hastalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Bu özellikle tiroid bezlerinde tek veya birden çok nodülleri olan hastalar için kısmen gereklidir. Graves hastalığı olan hastalarda ise bu kısmen doğrudur. Ne var ki bu hastalar içerisinde dahi aşırı tiroid bezi büyümesi olan vakalarda, sintigrafide soğuk nodül olarak gözüken nodülleri olan ya da iyot alımı az olan nodülleri bulunan hastalar da cerrahi tedaviye adaydırlar.

Bazı hastalarda tiroid bezi yutkunmayı ve hatta nefes almayı bile güçleştirecek ölçülerde büyük boyutlara ulaşabilir. Bu akciğer grafisinde nefes borusundaki yer değiştirme şeklinde izlenebilir. Bu halde cerrahi müdahale mutlak olarak tercih edilmelidir.

Tiroid cerrahisi uygulanacak olan hastalar çoğunlukla hastaneye operasyon öncesi, tiroid fonksiyon testlerini de içeren bazı testler, akciğer grafisi ve EKG çekilerek yatırılırlar. Cerrahi operasyon boyun alt kısmından yapılan küçük bir kesi ile yapılır. Boyunun orta kısmındaki kaslar ayrılır ve ses tellerine giden iki sinir olan superior laryngeal sinir ve inferior laryngeal sinir ile birlikte kan kalsiyum seviyesini kontrol eden paratiroid bezler korunur.

Ameliyatın Yan Etkileri
Operasyon sonrası hasta boynunda insizyon yerinde şişlik, boğaz ağrısı, yutkunmada güçlük ve boynun arka kısmında rahatsızlık ve ağrı hissedebilir. Bu problemlerin hepsi orta derecede sorun yaratır ve birkaç gün içerisinde ya da en geç 1 haftada kendiliğinden kaybolur.

Tiroid dokusunun büyük bölümü çıkarılırsa kalsiyum düzeyinin düşmesi gözlenebilir ve bu da çoğunlukla kalsiyum destek tedavisi ile düzeltilir. Bu durum genellikle kendiliğinden, birkaç haft sonra herhangi bir ek ilaç tedavisine gerek kalmayacak şekilde düzelecektir. Ne var ki bazı ilerlemiş kanser durumlarında ek kalsiyum tedavisinin süresi uzayabilir.
İnsizyon kural olarak çok estetik bir şekilde iyileşir. İnsizyon yerinde beklenmeyen bir kalınlaşma veya keloid oluşumu doğulu, zenci veya adolesan evredeki erişkinlerde görülebilir. Bu kortizon enjeksiyonunu gerektirebilir ve tedaviye olumlu etki eder.

Postoperatif Tedavi
Cerrahi müdahale sonrası hastada az miktarda tiroid dokusu kalsa da hastaya ek tiroid hormon tedavisi verilmelidir. Bu tiroid bezinin normalden az fonksiyon görmesini engeller ve residüel tiroid dokusunda tümör gelişimini önler. Eğer hastada kanser saptanırsa radyoaktif iyot tedavisi ve ayrıca boyuna eksternal x ışını tedavisi verilmesi gerekebilir. Buna, çıkarılan doku bir patolog tarafından incelendikten sonra karar verilir. Hastanın doktoru bu tip tedaviyi öneren tavsiyelerde bulunmalıdır. Tiroidektomi uygulanan hastalar yılda en az iki kez doktor tarafından görülmeli ve tiroid fonksiyon testleri ölçülmelidir. Tiroid tableti almak basittir ve komplike kontrol gerektiren bir işlem değildir.