Morbid Obezitenin Laparoskopik Olarak Tedavisi

Obezite (şişmanlık), düzenli olarak vücudun günlük ihtiyacından fazla miktarda gıda alımına bağlı olara vücutta yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütüne göre bir hastalık kabul edilip mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Obezite, insan vücudunda yüksek tansiyon, kalp ve damar sistemi hastalıkları, solunum sistemi problemleri, şeker hastalığı, eklem hastalığı ve sinir sistemi problemleri gibi birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır. Ayrıca şişmanlığa bağlı olarak yüksek kolesterol, adet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türlerindeki sıklığın arttığı bir gerçektir. Özetle obezite, insanın yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren bir sorundur.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, obezitenin yaygınlığı özellikle son 20 yılda, iyi gelişmekte olan ülkelerde başta olmak üzere tüm dünyada hızla artmaktadır. Bir milyar insanın kilo fazlası ve 300 milyon insanın şişmanlık problemi olduğu dünyada ülkemiz de bu hastalıktan etkilenmektedir. Türkiye’deki kadınların yaklaşık üçte biri ve erkeklerin de yaklaşık beşte biri şişman sınıfındadır.

obezite

Ayarlanabilir Mide Bandı (Kelepçe) : Cerrahi olarak (genellikle karın duvarı açılmadan kapalı-laparoskopik- teknikler ile) midenin üst kısmına çepeçevre bir bant yerleştirilerek sıkmak suretiyle midenin üst bölümü çok daha küçük olan bir kum saati haline gelmesi ve 2-3 kaşık yemek yemekle hemen doyma ve şişkinlik hissinin yakalanması.

Operasyon genel anestezi eşliğinde gerçekleştirilmekte ve genellikle kapalı cerrahi teknikleri kullanılmaktadır. Karın boşluğunun karbondioksit gazı ile şişirilir ve özel aletlerin portlar yardımıyla karın boşluğuna sokulması ile operasyona başlanır. Midenin en üst kısmında midenin çevresinde bir açıklık yaratılır ve yine port sistemleri yoluyla karın boşluğuna yerleştirilen kelepçe bidenin çevresine yerleştirilerek kilitlenir ve özel dikişlerle yerinden oynaması engellenir. Kontrol sonrası karındaki gaz boşaltılıp port sistemleri çıkarılır ve kelepçenin şişirme ayarını sağlayan haznesi cilt altına yerleştirilerek cilt estetik bir şekilde kapatılır.

Operasyon sonrası dönemde iyileşme süresi (ortalama 6 hafta) sonunda ayarlanabilen bant cilt altında yerleştirilmiş haznesi yoluyla şişirilerek sıkılır ve böylece fazla yemek tüketimi aşırı şişkinlik hissi nedeniyle engellenmektedir. Düzenli ve sağlıklı kilo veriminin kontrolü için ameliyattan sonra da uzman takipleri devam etmekte vücut ihtiyacına göre midenin çevresindeki bant gevşetilip sıkılarak ayarlanabilir. Bandın (kelepçenin) çıkmasını gerektiren bir durum olmadığı sürece bu malzeme vücut içinde sorun yaratmadan baki kalabilir.

Daha ileri derecedeki şişmanlıklar için bant uygulamalarının yeterli olmama ihtimali mevcuttur. Yine rutin laparoskopik cerrahi ilkeleri doğrultusunda karın boşluğuna girilerek midenin hacmini küçültmek, gıdaların mideden bağırsağa geçişlerini yavaşlatmak ve yenilen gıdaların bağırsakların vücut tarafından emilmeyerek atılmasını sağlayan birçok cerrahi prosedürü uygulamak mümkün. Bu işlemler sırasında mide ve bağırsakların kesilmesi, dikilmesi ve aralarında yeni yollar oluşturulması gibi karmaşık cerrahi uygulamarın hepsi kapalı yöntemler ile uygulanabilmektedir.

İster mideye takılan kelepçe, ister midenin diğer ciddi cerrahi girişimleri olsun bu operasyonlar yaklaşık 45 yıldır uygulanmaktadır. Ancak morbid obez yani ciddi hastalık düzeyinde şişmanlığı ve dolayısıyla ameliyat sırasında ve sonrasında çeşitli sorunları ortaya çıkmasına yatkın olan hastalarda bu işlemlerin açık cerrahi ile yapılması yüz güldürücü sonuçlar vermemiştir. Bir taraftan son 10 yıl içerisinde laparoskopik cerrahi alanındaki gelişmeler, diğer taraftan gelişmiş ülkelerin obezite sorununun giderek ciddiyet kazanması sonucunda morbid obezitenin cerrahisi laparoskopik olarak yaygın bir şekilde uygulamaya geçmiş ve elde edilen sonuçlar açık cerrahi ile kıyaslanmayacak kadar tatmin edici olmuştur. Bu sebepten dolayı obezitenin giderek ciddi bir sorun haline gelmeye başladığı Türkiye’nin de bu cerrahi alanında yerini alması ve hastaları durum ve şişmanlık derecelerine göre çeşitli kapalı cerrahi girişimlerle tedavilerini yapması kaçınılmaz olmuş, bu alandaki başarılı sonuçlar giderek yaygınlaşmıştır.