Safra Kesesi Hastalıklarının Kapalı Cerrahi (Laparoskopik) Tedavisi

Safra kesesini en sık görülen hastalıkları kese içerisinde taşların oluşması ile seyreden ve nadiren iltihap ve sarılığın da eşlik ettiği hastalıklardır. Bu hastalıklar genellikle yemek yedikten sonra artan ve aralılarla hissedilen karın ağrısı ile kendilerini gösterirler. Ağrının özellikle sağda sırt ve omuza vurabilmesiyle birlikte sadece sırt veya omuz ağrısı olarak görülebilmektedirler. Ayrıca hazımsızlık, bulantı, kusma, iştahsızlık, gaz, şişkinlik, geğirme ve gaz sancısı gibi yakınmalardan biri veya bir kaçı bu hastalığın belirtisi olabilir. Genel olarak tanımlamak gerekirse safra kesesi hastalıkları mide ağrıları ve hazımsızlıktan ayırt edilemeyecek yakınmalarla kendilerini belli ederler.

safra_kesesi

Genellemek doğru olmamakla birlikte hemen her zaman sorun yaratan ve içinde taş barındıran safra kesesi hastalığının tedavisi ameliyat ile safra kesesinin alınmasıdır.

Teknik olarak bilinen laparoskopik cerrahi ilkeler geçerlidir. Rutin hazırlıklar ve en az 6 saatlik açlıktan sonra ameliyathanede genel anestezi uygulamasından sonra karın boşluğu karbondioksit gazı ile şişirilir ve kamera-ışık sistemi yerleştirildikten sonra gerekli cerrahi aletler port denilen boru sistemleri yardımıyla karın boşluğuna sokulur ve operasyona başlanır. Çevresindeki organlara zarar vermeden safra kesesi ortaya çıkarılır ve kesenin damarı ile safra kanalı özel klipsler ile kapatılarak kesilir. Bu klipsleme işlemi açık cerrahideki ipliklerle bağlama işlemi yerine yapılır. Elektrik akımını kullanan ve dolayısıyla kestiği alanda kanmayı engelleyen, aynı zamanda açık cerrahi operasyonlarda da kullanılan elektrokoter cihazı ile safra kesesi karaciğerden ayrılır ve karın duvarına yerleştirilmiş portların en geniş olanından dışarı çıkartılır. Yine diğer laparoskopik operasyonlarında olduğu gibi kontrollerden sonra karındaki gaz boşaltılarak port sistemleri çıkarılır ve kaslar kapatılarak cilt tercihen estetik bir şekilde dikilir.

Ameliyat Sonrası

Ameliyattan sonra hastanede kalış süresi ortalama bir gecedir ve genellikle ameliyattan sonra idrar sondası, mideye burundan takılan boşaltıcı sonda veya karın içine yerleştirilen ve biriken sıvıları boşaltmaya yarayan, dren denilen boru şeklindeki aletlerin takılmasına ihtiyaç duyulmaz. Ameliyattan 5-6 saat sonra hasta yatağından çıkarılır ve dolaştırılır ve ağızdan sıvı gıdaların alımına izin verilir. Genellikle ağrı kesiciler dışında fazla ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmaz. Günlük hareketlerinde kısıtlaması olmayan hasta ameliyattan sonraki ilk hafta içerisinde normal beslenmekle birlikte genellikle hazmı kolay gıdaları tercih etmelidir. Yaranın durumuna göre özel yara kapatıcı bantlar ile ameliyattan bir gün sonra duşa izin verilir ve ortalama beş ile yedi gün arasında normal günlük aktivite ve işe başlama mümkün olur.

Karın boşluğunun açılmaması ve buna bağlı bağırsak hareketlerinin daha az etkilenmesine bağlı operasyon sonrası dönemde hastalar açık cerrahiye göre çok daha hızlı normal hallerine dönerler. Kapalı cerrahide yapışıklıkların çok daha az oranlarda oluşması da geç dönemde bağırsak hareketlerinin etkilenmemesi ve geçici pasaj sorunlarının yaşanmasını sağlamaktadır. Ağrının çok daha az ve çok daha kısa süreli olması genel olarak tüm laparoskopik cerrahi operasyonlarının ortak avantajıdır. Kozmetik olarak çok küçük ve estetik izlerin oluşması da kapalı cerrahinin avantajıdır. Erken veya geç dönemde dikişlerin sağlıksız olarak iyileşmesi ve yaranın açılması yada fıtıklaşması gibi sorunlar açık cerrahinin olumsuz taraflarıdır. Bu sorunların ortaya çıkmasının şansı kapalı cerrahide çok düşük iken, ortaya çıkmaları halinde tedavileri de çok daha kolay olmaktadırlar.

Laparoskopik safra kesesi (kolesistektomi) cerrahisinde de diğer tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi belli oranlarda komplikasyon, yani operasyona bağlı sorunlar ve ayrıca başarısızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Ama bu oranların çok düşük ve cerrahi güvenliğinin oldukça yüksek olduğunu belirtmek gerek. Cerrahi başarının çok yüksek olması ve sorunların açık cerrahiye göre daz az sıklıkla ortaya çıkmasıyla ameliyat sonrası dönemin sorunsuz geçmesi nedeniyle günümüzde safra kesesi cerrahisinde kapalı teknikler dünya çapında altın standart haline gelmiştir.

Diğer birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede olduğu gibi safra kesesi taşlarının çok yaygın olduğu ülkemizde, bu operasyonlar yaygın bir şekilde ve dünya standartlarında yüksek başarı oranlarıyla gerçekleştirilmektedirler.