Kıl dönmesi (pilonidal sinüs), kılların kuyruk sokumu ve nadiren göbekte cilt altına geçip yara, abse ve fistül oluşturmasıdır. Pilonidal’in literatürdeki anlamıda ‘’kıl yuvası’’ dır. Pilonidal sinüs hastalığı (PS) en sık sakrokoksigeal (kuyruk sokumu) bölgede görülür. Geçmişte konjenital (doğuştan gelen) olduğu düşünülmüşse de artık edinsel bir deri hastalığı olduğu kabul edilmektedir. Kılların kronik irritasyonu sonucu cildin altında boşluk içinde enfeksiyon ve abse gelişir. Enfeksiyon veya apsenin cilde açılması veya yayılması sonucu kronik bir hastalık meydana gelir.

Kıl Dönmesi Hastalığının Nedenleri
Kıl dönmesi hastalığının nasıl olduğu hakkında tüm tıbbi kurulların onayladığı son bilimsel görüşe göre; baş,ense ve sırttan dökülen kılların kalçanın arasına sıkışıp yürürken oluşan sürtünme hareketiyle matkap ucu gibi cildi delerek cilt altına girip orada yumak oluşturmasıdır. Bu alanda görülmesinin bir sebebi de 30 yaşına kadar bu bölge cildinin orta hatta zayıf olmasıdır. Yapılan incelemede bölgeden çıkan kılların o bölgeye ait olmadığı ve daha yukarıdan döküldüğünü göstermiştir.Yine mikroskobik düzeyde yapılan incelemelerde hiç kıl köküne (kıl follikülü) rastlanmamıştır. Kalça yapısı sebebiyle kilolu insanlarda daha sık görülür. Kıl dönmesine sebep olan diğer etkenler şunlardır:
Vücut kıllarının ve günlük dökülen kıl miktarının fazla olması
Kalçalar arasındaki yarığın (natal kleftin) dar ve derin olması sonucu kıllara uygulanan emme kuvvetinin artmasıyla dökülen kılların dar ve derin olukta uzun süre beklemesi
Derinin uzun süre nemli kalmasının kılların batmasını kolaylaştırması
Kalçalar arasındaki yarıkta çatlak ya da nedbe dokusunun olması
Uzun süre oturarak çalışmaya bağlı olarak burada biriken kılların devamlı olarak bu bölgede yaralanmaya (travmaya) neden olması
Kötü hijyen; uzun sure bu bölgenin yeterince temizlenmemesidir.

Kıl Dönmesi Belirtileri ve Tanısı
Genel olarak hastalığın belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz; kuyruk sokumu olarak da tanımlanan bölgede, kalçaların üst birleşim noktasında, şişlik, ağrı akıntı, kızarıklık, delikşikler ve kabarcıklar şeklinde görülüyor. İlerlemiş, abseleşmiş durumlarda oturma ve yürümeyi dahi engelleyebiliyor.
Daha ayrıntıya girecek olursak hastalık kendisini iki şekilde belli edebilir; Pilonidal sinüs apsesi gelişir; kuyruk sokumu bölgesinde ağrılı, hassas, şişlik şeklinde kendini belli eder. Müdahale edilerek apsenin boşaltılması gerekir ya da hasta kuyruk sokumu bölgesinden aralıklı olarak akıntı (iltihap veya kana benzer kıvamda hafif kırmızı renkte) şikayeti ile başvurur. İlk oluştuğu dönemde doku içine giren kılların az olması sebebiyle 1-2 cm lik hafif ağrılı bir şişlik şeklindedir.Dikkatli bakıldığında kuyruk sokumu cildinde orta hatta bir veya birkaç yerde kılların girdiği delikler görünür. Sert oturma gibi travma sonucu kılları vücuttan ayıran kapsülün zedelenmesi halinde hafif bir akıntı şikayeti olur ve uzun zaman devam edebilir ancak enfeksiyon oluşup apse gelişirse tablo tamamen değişir. Enfeksiyon siddetli olursa ateş ve halsizlik olabilir. Hastaların tamamına yakınında, akut apse süreci diye tanımlayabileceğimiz ileri derecede ağrı, ateş, şişlik ve hassasiyet ile seyreden bir atak olur.bu durumda acil müdahale gerekebilir. Müdahale sonrası genellikle apsenin boşaltıldığı yerde kalan delikten uzun süre cerahatli akıntı olur.

Tanı konulması için genel cerrahi uzmanına muayene olmanız önemlidir. Bulunduğu konum itibari ile kıl dönmesi konunun uzmanı olmayan doktorlar tarafından anal fistüller, anal abseler, sebase kistler, kuyruk sokumu anomalileri ve hatta hemoroidlerle karıştırılabilmektedir.
Hasta kendiside belirtilere bakarak tanıyı koyabilir. Pilonidal abseler sıklıkla kuyruk sokumu çizgisinin üst ucunda yerleşir. Tipik olarak orta hattadır. Şişlik küçük bir mercimek kadar veya bazen bir pinpon topu kadar olabilir. Genellikle şişlik varsa şiddetli ağrı ve basmakla ağrı da vardır. Bazen kendiliğinden kendiliğinden drene olabilir. Akıntı, kötü kokulu, sarımsı-kahverengi, bazen kanlı şekildedir. Absenin çok derinde olduğu durumlarda yüzeyden görünen hiç bir belirti olmaz, hastalık şiddetli ağrıyla kendini hissettirir.
Kıl Dönmesi Tedavisi
Kıl dönmesi hastalığının tedavisi sıklıkla cerrahidir. Apse durumunda, basitçe antibiyotik tedavisi ile geriletebilir, ancak ileri durumlarda ise cerrahi olarak apsenin boşaltılması veya yarılması gerekebilir. Apse boşaltılmasına rağmen, kıl kesesi olduğu gibi yerinde durduğu ve bu işlem sırasında sadece üzerindeki iltihap boşaltığı için, bu kıl keseleri sıklıkla zaman içinde kıl dönmesi sorununu yaratırlar.
Kıl dönmesi en iyi yapılmış bir operasyondan sonra bile tekrarlama ihtimali olan bir hastalıktır. O nedenle hastaların ameliyat öncesi iyi değerlendirilmesi, uygun ameliyatın seçilerek, titizlikle yapılması kadar, ameliyat sonrası hastanın doktorunun önerilerine uyması da önemlidir. Ameliyat sonrası erken devrede yaranın iyi korunup bakılması, uzun dönemde ise o bölgenin hijyenine dikkat edilmesi gereklidir.
Cerrahi tedavi yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz
Primer kapatma: kistin cerrahi olarak çıkartılıp, yaranın dikilmesidir.
Açık bırakma: kistin cerrahi olarak çıkartılıp, yaranın açık bırakılmasıdır. Apseli olan olgularda tercih edilir. Yaranın kapanması 3-6 ay arasında zaman alır.
İntrofleksiyon: kistin cerrahi olarak çıkartılıp, yaranın kısmi olarak kapatılmasıdır. Yaranın kapanması 2-3 ay arasında zaman alır.
Flep yöntemi: Limberg, Karidakis gibi flep yöntemleri ağırlıklı olarak tercih edilir. Buradaki tedavinin esası farklı bir bölgedeki dokuları oluşan boşluk alanına kaydırmak ve hastalığın meydana geldiği orta hattın yönün saptırmaktır.